2 min read

Yeni kaarilerim için hoşgeldiniz dersidir

Aziz ve muazzez kaarilerim, ben buradan size nice zamandan beridir ince taktikalar, menendi bulunmaz akıllar verüb nice ince hususlara dikkatlerinizi çekmekteyimdir fekat kâfi midir?

Kat’iyyen kâfi olmayub, ecdâd-ı âzâmımıza lâyık bir ferd olabilmekçün daha bir takım vaziyfeleriniz bulunmaktadır; imdi hayra vesile ve gidişâtınıza nâfi olur, meyânımıza yeni yeni iştirak etmiş bulunan staciyer okuyuculara faidesi dokanır ümmidiyle bir nevi meslek dahili kurs öğütlerini şuracığa derc ediyorum. Dersimizin adı, eyi bir kaarî nasıl olunabilir mevzuu hakkındadır. Maalesef bizdeki muharrir-kaari münasebâtı, diyger kazatalarda olduğu gibi mekaaleyi kıraat ettikten sonra yanüstü yatıp, kazatayı ise bilâhire zeytun fişeği veyâ kim sofra örtüsü niyetine isti’mal etmeklikten daha ziyâdesini iycab ettireyor. Kıdemli kaarilerim içün ikinci bir eziyet teşkil ettiğinin farkındayım fekat faideden hâli değildir; buyurunuz netekim aşk ile bir dahi...

Eyi bir kaarî olmanın lâzımeleri, buyrunuz netekim:

Biir- Haftada lâakal sekiz saat müddetince sâkin bir odaya çekilüb kûşe-i uzletimizde Türk-İslâm veyâ kim ecnebî kılasikleri kıraat edeceğiz. Bu esnâda radiyo dinlemek, hele hele tilevizyon denilen o menhûs âleti seyret itmek gibi âvâreliklerden berî bulunacağız.

İkii- Ara sıra kazata kıraatında pek bir mahzur görmeyorum fekat şu fakiyrin eski ve cedit mekaalelerinden gayrısına emek verüp göz nuru dökmeniz israftır, bilmiş olasınız. Zeman kazatasının Kitab Zemanı ilavesindeki Recai sütununu kesüb cüzdanınızda muhafaza ederek, ibâdetten artakalan vakitlerde ibretle kıraat buyrunuz efendiler.

Üüç- Siyâsiyyat ile kat’iyyen elâkadar olmayacağız; bu işle esasen sizin nâmınıza ben meşgul bulunduğum içün siz sair işlere bakacaksınız. Haydi diyelim ki, işbu nasihatim hakkında içinizden vıdı-vıdı edib de, “Recai Bey aceba bizi apolitik bir mevkiide mi tutmak istemektedir? Aceba biz de melmeket meseleleri hakkında fikir sahibi olsak bunun kime ne mazarratı olur.” der iseniz -ki demezsiniz bilirüm- mukabelen derim ki, “A azizler siyâsetle bilfiil oğraşanlar hangi kârı itmâm idebilmiş ki siz idesüz; mâlum ki adamlar koca hökümata bile bilfiil siyâset yaptırmaz iken aceb sizin hangi hususta muvaffak olmak ihtimâliniz vardır bakalım?” Binaenaleyh bu işlere kafa yormayı bırakıp nasihatlerime kulak kesiliniz.

Döört- Acıkmadan sofraya oturmayınız, tamamen doymadan mutlaka yemekten elinizi çekiniz; gıybet etmeyiniz, emanet ehli olunuz. İnsanlara, hayvanlara, nebâtata, bilumum mahlûkata ve cansız şeylere dahi merhamet ediniz ki merhamet bulasız.

İmdi bu nasihati niçün vermekteyim diye sual olunursa -ki sormasanız hakkınızda daha eyi olacağı şübhesizdir- derim ki, Efendiler, şu nasiyhatlerimden zararlı çıkarsanız vebâli üstüme olsundur.

Beeş- Şu Recai’yi kimseler ile kıyâs etmeyiniz; durup durur iken kendime muhasım icâd etmek istemem. Böyle bir mukayesede sair kıyâs unsurları netiyce itibariyle mağdur ve bednâm olacakları vechile böyle işlere tevessülden kaçınınız ve “Biz babamızdan bile böyle zapt ü rapt görmedikdi” diye vesvese etmeyiniz. Altıı- Şimdilik başka bir irşâd mevzuu aklıma gelmeyor. Şübheniz olmasun ki, hâtırlar isem ânı dahi şuracıklara derc iderim de istifâde eylersiniz.